Basın Açıklamaları

Çocuk Bayramında Çocuk Olamamak

Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 100. Yıldönümünü yaşıyoruz. Mutlak Monarşi ile yönetilen bir rejimden,  parlamenter cumhuriyete doğru atılan bu büyük adım, Mustafa Kemal tarafından dünyanın bütün çocuklarına “Çocuk Bayramı” olarak hediye edildi. Tam adıyla 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.  Her ne kadar parlamenter sistem mevcut iktidar tarafında tahrip edilip büyük oranda işlevsizleştirilip uygulamada monarşik bir işleyişe geri dönülmüşse de zamanın ruhuna aykırı bu durumun uzun soluklu olamayacağını söylemek için kahin olaya gerek yoktur.

Evet bugün çocuk bayramı demiştik. Güzel, önemli ve anlamlı bir gün.

Fakat gelin görün ki bu dönemde çocuk olmak çok zor ve bu gün bazı çocuklar için bayram olmaktan çok uzak.  Devletlerin savaş politikalarını en ağır biçimde ödeyen, yerinden yurdundan edilerek çocukluk olmayı bırakıp mülteci olmaya zorlanan, hayat yolculuğu karanlık bir denizin derinliklerinde veya kıyılara vurarak son bulan çocuklardan tutun da ağır iş koşullarında çocuk işçi olarak çalıştırılan, eğitim hakkından yoksun bırakılan, oyun oynaması gereken yaşta evlendirilen, cemaat yurtlarında istismara maruz bırakılan, pelüş bebeklerle oynaması gerekirken kucağında kendi bebeğini  taşıyıp onunla beraber ağlayan ve evcilik oyununun yakıcı gerçekliğiyle yüzleşmek zorunda kalan çocukların bayramı olamadı bugün.

İktidar mensuplarının ve onların gazete köşelerini işgal eden  lejyonerlerinin ve sözde akademisyenlerinin her fırsatta çanak tuttuğu bu insanlık suçlarının kurbanları maalesef bu çocuklar. Yani bizim çocuklarımız.

Gerek çıkarılan akıl ve vicdan dışı yasalar, gerek manipülatif  dini söylemlerin, fetvaların, vaazların gerçek mağduru yine bu çocuklar. Yani bizim çocuklarımız.

Eğitim-Sen olarak biz,  dünyada bir benzeri daha olmayan anlamlı günün, “Çocuk Bayramı”nın gerçek anlamıyla kutlanması,  dünyanın bütün çocuklarının bu bayramı hissetmesi ve yaşaması için mücadele ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz.

Büyük ozan Nazım Hikmet’e de selam göndererek diyoruz ki “ Çocuklar  çalıştırılmasın, evlendirilmesin, öldürülmesin. Şeker de yiyebilsinler.”