Soykırıma Dur Diyelim, İçeride ve Dışarıda Barış Mücadelesini Yükseltelim!
17 Ekim insanlık tarihine kara bir gün, bir soykırım günü olarak geçmişti. Adı yolsuzluklara da karışan sağcı, ırkçı, faşist İsrail hükümetinin çoğunluğu çocuk hastalardan oluşan Gazze şeridindeki hastaneye düzenlediği saldırı sonucu yüzlerce kişi öldü, yüzlercesi yaralanmıştı.
26 Mayıs tarihinde İsrail savaş uçakları, Refah’ın kuzeybatısında Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) depolarının bulunduğu bölgenin yakınında yaşayan yerinden edilmiş Filistinlilerin çadırlarını bombaladı. Saldırıda en az 40 Filistinli hayatını kaybetti. Katliamı şiddetle kınıyor, yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Bu açık bir savaş ve insanlık suçudur. “Kararlılık gösterisi” adı altında yapılan saldırı en asgari ahlaki ve insani değerlerden yoksunluğu, bir barbarlığı temsil etmektedir. Bu suçu işleyenler insanlığın vicdanında mahkûm edilmiş, lanetlenmişlerdir.
BOMBALANAN YER BOŞALTILMASI İSTENEN BÖLGEDE YER ALMIYORDU
Uluslararası Adalet Divanı (UAD), 24 Mayıs’ta yeni tedbir kararlarında, İsrail’in Refah’a yönelik saldırılarını derhal durdurmasına, insani yardımları engellememesine ve suçlarını araştıracak BM görevlilerinin Gazze’ye girişine izin vermesine hükmetmişti.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 15 bin 239’u çocuk, 10 bin 93’ü kadın olmak üzere 35 bin 984 Filistinli öldürüldü, 80 bin 643 kişi yaralandı.
Bu insanlık dışı saldırıdan tek başına Siyonist İsrail’in sorumlu olmadığını elbette çok iyi biliyoruz. Başta Filistin’in tüm sınırlarına olmak üzere Refah’ın işgaline destek olan işbirlikçi katil ABD yönetimi ve ABD Başkanıdır.
Daha fazla masum sivilin kanının dökülmemesi için UAD kararlarının derhal uygulanmalıdır. Mısır başta olmak üzere tüm taraflara, İsrail ordusunun Refah sınır kapısından çekilmesi için baskı yapılmalı, sınır kapısındaki ekiplerin çalışmalarını devam ettirebilmesi sağlanmalı, yaralı ve hastaların çıkışıyla insani yardımların geçişini kolaylaştırmak için başta ülkemiz olmak üzere tüm ülkeler üzerine düşen görevi yapmalıdır.
“DEHŞETİN SON BULMASI İÇİN İSRAİL’E HER TÜRLÜ BASKI YAPILMALI”
Bu “dehşetin” son bulması için İsrail’e her türlü baskının yapılması için çağrıda bulunuyoruz. Başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmak üzere diğer ülkeler de katil İsrail hükümetiyle olan işbirliğine son vermeli; İsrail ile yapılan ikili anlaşmalar iptal edilmelidir. Filistin halkına ekonomik, sosyal her türlü destek sağlanmalıdır. Filistinlilerin hak eşitliğini tanımayan hiçbir ‘çözüm’ kabul edilmemelidir.
Benzer katliamlara yol verilmemesi ve hesabının sorulması için bu suçu işleyenlerin ve sivillerin ölümüne yol açan benzer saldırıların talimatlarını verenlerin savaş suçları mahkemesinde yargılanmaları için derhal girişimlerde bulunulmalıdır.
Bu nedenle, emperyalist hegemonik güçlerin işlevsiz hale getirdiği Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesinin derhal toplanması ve süreci başlatılması çağrısında bulunuyoruz.
Kaygılıyız!
ABD ve diğer emperyalist güçlerin paylaşım savaşları nedeniyle başta Ortadoğu ve Ukrayna olmak üzere birçok bölgede farklı düzeylerde devam eden çatışmaların genelleşmesi ve açık bir dünya savaşına dönme tehlikesi dünden daha yakın bir ihtimal olarak kapımızı çalmış durumdadır.
Biliyoruz ki, devletler “ulusal çıkarlarımız” adı altında kapitalist sistemi, sermayenin önceliklerini gözetecek, buna göre pozisyon alacaklardır. Kendi işgal, saldırı ve savaş suçlarına kılıf bulacaklardır. Demokratik değerlerin ve kazanılmış hakların gaspı için fırsata çevireceklerdir. Gerçekleşen de budur.
Savaşı durduracak olan dünya ezilen halkları ve emekçilerdir.
Bu nedenle bir çağrımız da tüm emek ve demokrasi güçlerinedir: yaşama, geleceğe ve emeğimize sahip çıkmak için barış mücadelesini yükseltelim. Bu noktada gerekli tüm adımların atılması için konfederasyonumuz, bağlı sendikalarımız ve üyeleri üzerlerine düşen tüm sorumluluk ve görevleri yerine getirecektir.
Filistin halkı dünyadan ve Türkiye’den hamaset ile süslenen timsah gözyaşları değil, çözüm için acil somut adımlar atılmasını beklemektedir.
Bunun için: öncelikle saldırılar derhal durdurulmalı, ateşkes sağlanmalı, Filistin halkına yönelik abluka derhal kaldırılmalıdır. Öncelikle İsrail işgal ettiği topraklardan, sonrasında tüm emperyalist güçler bölgeden çekilmelidir.
Çanakkale Emek ve Demokrasi Güçleri olarak; bir kez daha İsrail’in soykırıma varan Refah’taki sivillere yönelik tüm saldırıları kınıyoruz.
İnal AKOĞLU
Çanakkale Emek ve Demokrasi Güçleri adına
KESK Dönem Sözcüsü / Eğitim-Sen Şube Başkanı