Basın Açıklamaları

1 Eylül Basın Açıklaması

II.Dünya Savaşı sürecinde Almanya’da iktidar olan Hitler ordularının Polonya’yı işgaliyle başlayan ve 60 milyon insanın yaşamına mal olan II. Dünya Savaşı üzerinden tam 78 yıl geçti… O tarihten bu yana dünyanın birçok farklı bölgelerinde hala silahlar konuşuyor, bütün insanlık ağır bedeller ödüyor, eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye dair temel kazanımlar her gün biraz daha gasp ediliyor. Sermayenin sömürü ve kar hırsı, hegemonik güçler arasındaki paylaşım ve iktidar mü- cadeleleri, savaşları süreğen hale getiriyor. Başta Suriye ve Irak olmak üzere birçok ülkede IŞİD ve El Nusra gibi vahşi katliamcı gruplar baş- ta olmak üzere daha birçok paramiliter vahşet güçler eliyle bölgemiz kan gölüne çevriliyor, bölgenin insanlığa mal olmuş kültürel mirasları yok ediliyor, doğal kaynakları emperyalizme peşkeş çekiliyor. Bizler bu yıl da Dünya’nın her yerinde “Ama”sız, İçeride ve Dışarıda Barış’a Çağırıyoruz! AKP döneminde iktidar ortağı haline getirilen, iktidarlar tarafından korunan, örgütlenme alanları açılan ve silahlandırılan Cemaatin adını ironik şekilde “Yurtta sulh” olarak koydukları 15 Temmuz darbe girişimiyle ülke bir kaos sürecine itilmiş, darbeyi önledik söylemiyle harekete geçen AKP iktidarı Cemaat’e karşı yürüttüğü mücadeleyi genişleterek tüm muhalif kesimleri OHAL ve KHK Rejimi ile baskı altına almıştır. Bu bir yıllık süreçte anti-demokratik, hukuksuz uygulamalar artmış, demokratik siyaset başta olmak üzere örgütlenme, düşünce, ifade özgürlüklerimiz tamamen ortadan kaldırılmıştır. Darbe girişimi Cemaatin elinde patlasa da, siyasi iktidar bu kez başka cemaatlere devletin kapılarını açarak yeni tehlikelere zemin hazırlamıştırSavaş politikalarından ve gözyaşından beslenme, katliam ve felaketlerden dahi iktidarını güçlendirme konusunda “uzmanlaşan” AKP iktidarı, darbe girişimini temel hak ve özgürlükleri askıya almak için fırsata çevirmede gecikmiyor! Çalışma yaşamında 12 Eylül darbesinin bile cesaret edemediği hukuksuzlukların, emek karşıtı yasaların, fiili uygulamaların ardı arkası kesilmiyor. Anayasal güvence altına alınmış en demokratik Toplantı ve Gösteri hakları engelleniyor, Grevler yasaklanıyor Bu günlerde iktidar ve iktidar yandaşları dışında kimsenin ne iş güvencesinin ne de can ve mal gü- vencesinin olmadığı karanlık bir dönemden geçiyoruz. Sokağa çıkma yasakları, hukuka aykırı şekilde ilan edilen güvenlik bölgelerinin yaygınlaşması, doğal varlıklara, insanlığın tarihsel miraslarına dönük yıkım ve katliamlar, işkence vakaları, toplu gözaltı ve tutuklamalar devletin “rutin uygulamaları” haline getiriliyor! Muhalif basın yayın organlarına yönelik baskılar, kapatmalar, basın emekçilerine, seçilmiş Milletvekilleri ve Belediye başkanlarına yönelik gözaltı ve tutuklamalar artarak devam ediyor. Başta Aleviler olmak üzere farklı inanç grupları baskı altında tutulurken, devletin en üst makamlarında farklı cemaat ve tarikat üyelerine kadrolar dağıtılıyor. Laik, demokratik, bilimsel ve anadilinde eğitim talebi olanlara ilişkin baskılar arttırılıyor, Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı her müfredat değişikliği ile eğitim gericileştirilerek,çeşitli dini cemaatlerin örgütlü oldukları vakıf ve derneklere devredilerek ideolojik hegemonya alanları genişletiliyor. Bir kez daha kadın tüm saldırıların hedef tahtası haline getiriliyor, çocuklarımız ya IŞİD’in eğitim yuvalarına ya da tecavüzcü, tacizci sapık vakıfların kucağına itiliyor. Kan Ve Gözyaşı Dışında Bir Sonuç Yaratmayan, Yaratamayacak Irkçı, Ayrımcı, Tekçi, Cinsiyetçi, Mezhepçi Siyaset Terkedilmelidir! Savaşta ve barışta ölenler/öldürülenler olarak, iktidardan ve sermayeden barış, özgürlük, eşitlik beklenmeyeceğinin farkındayız. Çünkü bizler savaşlarda bedel ödeyenleriz. Ülkedeki siyasi gelişmeler barış için daha fazla mücadele etmemiz gerektiğine işaret ediyor. Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği’nin daha da büyütülmesini ve etkin bir mücadele yürütülmesini zorunlu kılıyor. Bu karanlık ve savaş halinden halklarımızı ve emekçileri kurtaracak olan emek, barış ve demokrasi mücadelesidir. Eşit, özgür, insanca ve kardeşçe yaşayacağımız bir ülke ve dünyayı kendi ellerimizle kurana kadar mücadele etmeye ve mücadeleyi her gün biraz daha büyütmeye devam edeceğiz…

Bir yanıt yazın